ATOMALTI PARÇACIKLAR BASİTÇE KUANTUM MEKANİĞİ 1 - Kuantum Mekaniğine Giriş Kısa özet >>
Fizik kuralları ile açıklanan dünyayı oluşturan atomların içindeki dünyada fizik kuralları değil; akıl almaz, masalsı, kurgu bilimden alıntı benzeri kurallar ve kanunlar vardır! Aslında kural ve kanundan söz etmek de hatadır; çünkü hiçbirşey kesin değildir atom altı dünyada! Kuantum mekaniğinin yarattığı heyecanın dalgasının nedeni de bu gerçektir:
meydana getiren dünyada hiç bir şeyin gerçek olmadığı gerçeği! 2 - Süperpozisyon Kısa özet >>
Süperpozisyon (Superposition, Türkçe çeviri: üst üste koyma /çakışma) durumu bir parçacığın tek bir anda (yani aynı anda) farklı yerlerde (yani birçok yerde birden) olmasıdır.
3 - Kuantum Dalga Fonksiyonu Kısa özet >>
Kuantum dünyasında çok minik bir bilye olan parçacık, bilye gibi hareket etmez; bir dalga gibi (geniş yüzde ve dalganın yapacağı/akacağı/gideceği biçimde) hareket eder. İşte bu nedenle bir parçacık "her yerdedir".
4 - Dalga Fonksiyonunun Çökmesi Kısa özet >>
Kuantum dünyasında süperpozisyonlar (yani birçok olasılığın üst üste/iç içe varlığı halinde olan durum; bilimsel anlatımla 'kuantum olasılıkları dalgası') ölçüldükleri (bakıldıkları) zaman, ölçülen dışındakiler aniden çökmekte, tüm süperpozisyonlar -ölçülen temelinde- tek bir duruma indirgenmekte, böylece gerçek olarak algıladığımız şekle dönüşmektedirler.
5 - Eşevresizlik Kısa özet >>
Mehtaplı gecelerde izlemeye doyamadığımız Ay biz ona bakmadığımızda her yerdedir. Einstein "Ben bakmadığımda da Ay'ın orada olduğuna inanmak istiyorum" diyerek "ölçümün içinde yaşanan ortamı oluşturduğu" gerçeğine isyan etse de, bakmadığımızda "her yerde" olan Ay, biz baktığımızda, baktığımız için, bir tanedir. Biz de bu yüzden iki, ya da istediğimiz sayıda değil, bir mehtaba razı olmak zorunda kalırız.
|
BEYİN DALGALARI, GAMA DALGALARI VE MAJİ Kısa özet >>
Söz konusu yoruma göre gerçekliği var eden (dalga fonksiyonunu çöktüren) nöronların mikrotübül bölgelerinde meydana gelen bu olaydır.
Enlighten Next - Stuart Hameroff - 11 Eylül 2012 Bu yüzden -bize göre- beyin gama dalgası 40hz. ve üzerine çıkartılabilirse; ancak buna ek olarak, süreçte bazı okült teknikler kullanılırsa, gerçeklik iradi olarak (arzu doğrultusunda) var edilebilecektir.
PARALEL EVRENLER Kısa özet >>
Kuantum mekaniğine göre gerçeklik (OBJEKTİF REALİTE) diye bir şey yoktur. Gerçeklik hepimize öğretildiği gibi bir kader değil; bizler tarafından var edilen bir senaryodur. Stapp ve daha bir çok Nobel ödüllü bilimciye göre "Gerçekliği bilinç yaratır".
- Many Worlds paralel evren yorumuna göre ölçüm yapılınca paralel evrenlerden sadece ölçüm yapılan evren (süperpozisyon olasılığı) ölçenin evreninde çökmekte (gerçek olmakta), ama diğerleri de varlıklarını sürdürmekte, decoherence ile dağılmamaktadırlar. - Many Minds paralel evren yorumuna göre her şey zihindedir; paralel evrenler hep vardır, ama tümü bilinçtedir; onlardan birini sadece zihin seçmektedir. Many Minds ile paralel evrene atlamanın –iddia ettiğimiz gibi- ne kadar kolay olduğu ortaya çıkmaktadır; çünkü bu yorumda, diğer yorumlar için gereken enerjiye lüzum kalmamaktadır.
ANTİ-MADDE 1- Giriş Kısa özet >>
Hepsi bu kadar da değil! Fiziği öğrenerek evrenin işleyişini anlayan kişiler, eğer biraz kurnazlıkları ve de ezoterik bilgileri varsa, fizik bilimi bilgilerini kullanarak fizik bilimcilerinin bilmediği yerlere ulaşabilirler. Fizik bilimi, bilinmeyene gitmek isteyen maceracı kişiler için okültten çok daha sağlam bir yol arkadaşıdır.
Bu bilgileri aktardıktan sonra sizi, fizik konusundaki önyargılarınızı atıp, bu ilginç diyara adım atmaya (ilk adımı da bu yazım ile atmaya) davet ediyorum. 2 - Anti-Madde ve Anti-Parçacık Nedir? Kısa özet >>
Artık fizikçiler kozmos düzenini kesin çözmeye başlamaktadırlar. Son noktaya varmaya az kalmıştır.
Oysa 1928 yılına İngiliz fizikçi ve matematikçi Paul Dirac bir denklem keşfeder. Bu denklem ile Einstein rölativite yasası ve bu yasaya uymayan kuantum gerçekleri uzlaşmaktadırlar. Ancak matematik formülün işlemesi için farklı bir elektrona gerek vardır! 1932 yılında Amerikalı fizikçi Carl Anderson formüle uygun “farklı elektron”u keşfeder.
3 - Kuantum Alan Teorisi ve Anti-Madde Kısa özet >>
Kuantum mekaniğinin keşfi ile pozitivizmin ve standart bilimin öne sürdüğü verilerin kesin doğrular değil, sadece bir iceberg’in tepesinin temsili olduğunu ortaya çıkartmıştır. Evren, kurudu-kurulalı okültüstlerin öne sürdüğü varsayımlarla yönetilmektedir! Örneğin ölçüm öncesinde gerçeklik yoktur. Nesneler, sadece bakan olunca maddeleşmektedirler. Bizler dahil her bir şeyi var eden atomların temel taşları elektronlar kimi zaman dalgaya dönüşmektedirler.
(...)
Ancak daha sonraları bir devrim daha meydana gelir: Parçacıklar da yoktur; her şey alanlardır. Parçacıklar, alanlardaki eksitasyonlar, yani uyarılmış bölümlerdir.
4 - Saf Enerji Anti-Madde Kısa özet >>
Bu enerji, nükleer bombalar (atom bombası) ile meydana çıkan enerjiye eşittir.
5 - Evimizdeki Anti-Madde Kısa özet >>
Önceki bölümde gr.ının 62,5 trilyon dolar olduğunu aktardığım anti-madde, pek çoğumuzun evlerinde 1 kg. fiyatı (gün itibarı ile) 11.90TL olarak bulunmaktadır!
6 - Paralel Anti-Evren Kısa özet >>
Orada bizim kopyamız olan, aradaki fark sadece temel parçacıklarımızın yüklerinin ters olması ile sınırlı ikizlerimiz yaşamaktadır.
7 - Anti-Zaman! Kısa özet >>
Fizikte birçok akıl almaz gerçek önce matematik hesaplamalarla keşfedilmiş, bazen teknik yetersizlikler nedeni ile kanıtlanamamış; yıllar içinde, kimi zaman keşiflerin sahibi bilim adamlarının ölümünden sonra, teorilerin doğru olduğu deneysel olarak ispat edilmiştir. Matematik denklemler ile anti-maddenin zamanda geri giden madde olduğu da ortaya çıkmaktadır!
8 - Anti-Madde ve Ezoterizm Kısa özet >>
Maddeyi meydana getiren (kütlesi olan) parçacıklar (fermiyonlar) ½ (yarım) spin sahibidirler; yani tam değildir, yarımdırlar, tamın yarısıdırlar. Madde olarak ortadan bölünmüş evrenin (makrokozmosun) üyeleridirler zaten.
Kuvveti taşıyan (kütlesi olMAYAN) parçacıklar (bozonlar) tam spin sahibidirler; yani tamdırlar. Madde olarak ortadan bölünmüş evrenin (makrokozmosun) üyeleri sayılmazlar; çünkü kütleleri yoktur. Kütlesi olan fermiyonlar, bir arada bulunmamaları ile tanınırlar. Kütlesi olmayan bozonlar ise sürekli bir arada bulunmak istemektedirler. “Bir arada bulunmak” şeklinde adlandırılan tutumu ezoterik bakış aşıcı ile “öncel evren yekpareliğini yaratma eğilimi” şeklinde özetlemek mümkündür. Kısaca; kütleli olanlar yarım ve yalnız, kütlesiz olanlar tam ve “bir arada”lık eğilimindedirler. IŞIK HAKKINDA Bilmek İstemeyeceğiniz GERÇEKLER 1 - İzafiyet Teorisi Nedir? Kısa özet >>
İzafiyet kanununu delen sadece ışıktır; çünkü dünyadaki bütün cisimlerden, varlıklardan, gerçekliklerden, farklı bir şeydir ışık.
Bilim adamları “Işık hızı bir sınırdır” derler…
Oysa ışık hızı (ışık) sadece bir sınır değil, birçok(!) şeye geçit vermeyen bir engeldir.
2 - Işık Hızının Yarattığı Sonuçlar Nelerdir? Kısa özet >>
Işık hızı, cisimlerin kütlesini değiştirmektedir!
Cisimlerin enerji ve kütlesi, ışık hızına bağlı olarak değişmektedir! Işık hızı geçilmesin diye (ışık hızını sabit tutmak için) zamanın akışı değişmekte; evren, eğilip bükülmektedir. 3 - Işık Gerekli Midir? Kısa özet >>
Işığın gerçekte aydınlatıp aydınlatmadığı belli değildir! Bize beyin tarafından "aydınlık" olarak verilen bilginin nedeni gerçekten çevrede aydınlık olup olmaması değil; beyin yapımız ve bir EM dalga boyu arasındaki anlaşmadır.
(...) Birçok kişi tarafından yaşamın varlığının sürmesi adına fotosentezin zorunlu olduğu düşünülür. Oysa ışığın giremediği derin deniz diplerindeki canlılar fotosenteze gerek duymazlar, çünkü kemosentez yaparlar. Yaşamlarını sürdürmeleri için ışığa gerek yoktur. 4 - Işık Algıları Engelleyici Olabilir mi? Kısa özet >>
Görmek denilen eylem, “ışık” adı verilmiş olan belli bir elektromanyetik dalgaboyunun fotonları retinaya çarptığında beyin tarafından yaratılan sonuçtur. Işık gerçekte bir radyasyondur. Söz edilen radyasyon yüzünden farklı (duygusal) algı yolları geri plana itilmişler, kullanılamaz olmuşlardır.
5 - Işık Hızının Ötesinde Ne Vardır? Kısa özet >>
Bu bilgiler sonrasında hipotetik açıdan takyonlar evreninin ölümsüzlük içeren, sorun ve dertlerin sıfırlandığı bir "yekparelik evreni" olduğunu söylemek hatalı sayılmaz.
Söz konusu tanımlar ise tek bir yeri işaret etmektedir… O yer de dinsel ortamda “cennet” başlığında betimlenen mekandır. Özetle ışık hızı, ya da ışık, çökmüş (parçacığa dönüşmüş, maddeleşmiş, makrokozmos varlığı olmuş) dalga fonksiyonunun (yani bizlerin), makrokozmosta kalmasını, cennete geçememesini sağlayan bir gerçektir. Makrokozmosta kalmamız için -önceki bölümlerde görüldüğü gibi- zamanın akış hızı değiştirilmekte, evren bile bükülmektedir.
6 - Işığı Kim Yaratmıştır? (Yahveh ve Işık) Kısa özet >>
Mitolojilerde -evrenin öncel yöneticilerine savaş açan, onları yenen ve evreni bölerek yeniden biçimlendiren, böylece baş tanrı olan- tanrıların çoğu ışığı yaratmış tanrılardır:
KARA DELİKLER (Sanal Varlıklar Mıyız?) 1 - Ya Aslında Yoksak? Kısa özet >>
Peki, ya anlamlı bir plan çerçevesinde yer alan manevi bir yolculukta gelişmekte olan bir ruh taşımakta olduğunu inanan sanal görünümlersek?
2 - Kara Delikler Nedir? Kısa özet >>
Karadeliklerin varlıkları ilk olarak Einstein, Genel Rölativite denklemleri ile matematiksel olarak ortaya atılır. Oysa onların gerçekten var olacağına öncelikle Einstein inanmamıştır.
3 - Kara Delikten mi Yansımaktayız? Kısa özet >>
Bu teorinin en çarpıcı tarafı ise bu teoriden geliştirilen bir diğer teoridir. Bu ikincil teori evrenin, yani bizlerin, bir kara deliğin içine düşmüş ve çekimin gücü yüzünden elementlerine ayrılmış şeylerin hologramı olduğumuz hakkındadır.
EVREN BİR İLLÜZYON MUDUR? Giriş Kısa özet >>
Oysa bilim adamları varlığımızın (bütün algılarımızın, hatta tüm evrenin) bir yanılsamadan ibaret olduğu hakkındaki dört savı yoğun şekilde tartışılmaktadırlar.
1 - Evren, Beyne Yollanan Fotonlardır Kısa özet >>
İşte bu nedenlerle gerçek sandığımız dünyanın gerçek olup olmadığını, sadece bir beyinden ibaret olup olmadığımızı kesinlikle saptamaya olanak yoktur.
Bu düşünceyi rüyalarla bir ölçüde kanıtlamak mümkündür:
2 - Evren, Sadece Bakarsak Vardır Kısa özet >>
"Tüm evreni, ölçme ya da gözlem yaratmaktadır.”
Prof Jim Al-Khalili. 3 - Evren, Bir Hologramdır Kısa özet >>
Siz, ben, tüm bir gerçeklik aslında bir çeşit hologram olabilir. Yani gördüğümüz üç boyutlu gerçekliğimiz dediğimiz her şey, uzaktaki ince, iki boyutlu bir yüzeye depolanmış bilginin yansıması sayılabilir.
Hologram teorisi budur. “Ben genç bir fizikçiyken bu düşünceyi söyleyen herkese kesin deli derdim.” Clifford Johnson 4 - Evren Bir Bilgisayar Simülasyonudur Kısa özet >>
Bazı bilim adamlarının öne sürdüğü gibi sadece çok gelişmiş bir bilgisayarın kodları sayılabilir miyiz? Gerçeklik sandığımız her şey bir simülasyondan ibaret olabilir mi?
Bu düşünce bilimsel bir teori olarak NASA bilim adamı ve “Centre for Evolutionary Computation and Automated Design” bölümü başkanı Rich Terrile ve çalışma arkadaşları tarafından yaratılmıştır. Terrile, özellikle mütedeyyin kişileri rahatsız edecek bir soruyu tartışmaya açar: “Yaratıcımız, ilahi güçlere sahip bir süper bilgisayar kullanıcısı mı?” Terrile ve ekibinin iddiasına göre hepimiz bir bilgisayar simülasyonunun kimlikleri olabiliriz. GEÇMİŞ VE GELECEK ŞU AN VARDIR Kısa özet >>
Özel Rölativite Kuramı bizlere sadece her insanın bir diğerinden farklı hızda geçen bir zamanı olduğunu söylemekle kalmaz; geçmiş ve geleceğin aslında olmadığı ya da -daha doğrusu- geçmiş ve geleceğin çoktan olduğunu da kanıtlar.
Albert Einstein
FAL ve FALCILAR Kısa özet >>
Bilim adamları geçmiş ve geleceğin zaten var olduğunu kanıtlamakta; okültistler ise bazı kişilerin “zaman” adlı hazır somunun çeşitli kesimleri ile kontak kurabildikleri varsayımını ortaya atmaktadırlar. Ancak işler bundan sonra karışmaya başlar… çünkü kuantum mekaniğine göre gerçeklik an bazında, dalga fonksiyonu çöktürülerek (süperpozisyondaki olasılıklardan biri seçilerek) kişisel biçimde yaratılmaktadır. Herkese uygulanabilecek kesin ve tek tip gerçeklik yoktur.
SEROTONİN, İNANÇ VE MUTLULUK Kısa özet >>
Çok genç bir bilim dalı olan nöroteoloji, nöral kimya aracılığı ile spiritüelliğin nörolojik kaynağını araştırmakta ve spiritüelliğin beynin yapısı ile bağlantısı olduğunu ortaya çıkartmakta. Mutluluk kimyasalı serotonin ile spiritüel eğilim arasında doğrudan bağ var!
HIGGS BOZONU Kısa özet >>
“Tanrı parçacığı” da denilen Higgs boznonun büyük bir tutku ile aranma nedeninin özünde evrenin nasıl yaratıldığı hakkındaki ortak insan merakı vardır. Aslında bu merakın gerisinde ise "biz kimiz, neden buradayız?" sorusu bulunur... denilirse yalan olur bence; çünkü aslında "Neden acı çekiyoruz? Neden istediğimizi yaşamı süremiyoruz?" gizli çığlığının ittirmesidir çabalamalarda etkin olan. “Herşey Big Bang (yani evreni oluşturan "Büyük Patlama"nın) sonrasında, saniyenin milyonda biri sürecinde büyük miktarda saf enerji olan ve kütleleri bulunmayan parçacıkların yayılmasıyla oluşmuştur.” Standart anlatım bu şekildedir. Buraya dek her şey "yolunda gitmektedir" bir anlamda. Ancak bundan sonra asıl yanıtlanamayan soru kapıya dayanır: "Nasıl olmuştur da maddenin temel yapısı enerjiden başlayarak kütleye dönüşmüştür? Madde, yani siz/biz dahil her şey nasıl oluşmuştur?" Bilim adamlarının bu kritik sorunun yanıtının Higgs bozonu adlı atom altı parçacık ile verileceğine inanmaları ile arayış (hengame mi demeli?) başlar.
|
REENKARNASYON ve KUANTUM MEKANİĞİ 1 - Kuantum mekaniği Kısa özet >>
Kuantum denince çok kişinin içini hafiften bir anlayamayacağına yönelik tedirginlik ürpertisi kaplasa da, aslında içerik –biraz hafifletilerek yansıtılırsa- masallarda okuyup, hoşgörülü bir tebessüm ile “Çocuklara göre şeyler” dediğimiz olaylar kadar büyüleyicidir! 2 – Quantum Mind (QM) (Kuantum Usu) Kısa özet >>
Kuantum mekaniği, gerçekliğin (içinde olduğunuz hayatın, evrenin) olmadığını, gerçekliğin sadece ölçümle var edildiğini deneysel olarak ortaya koymuştur. Bilim dünyasında ilk başta inanılmaz gelen, tepkiler alan, Einstein’a “Bakmıyor olsam da Ay oradadır işte” mealinde laflar söyleten ([I can't accept quantum mechanics because] "I like to think the moon is there even if I am not looking at it”) bu gerçek, günümüzde ortodoks konumdadır ve standartlaşmış durumdadır. Artık kimi bilginler tarafından kuşku duyulan konu QM, yani kuantum olaylarının beynin içinde olduğu; evrenin ölçüm değil, bilinç tarafından, beyinde yaratıldığıdır. 3 – Electromagnetic Theories of Consciousness (ETC) (Elektromanyetik Bilinç Teorileri) Kısa özet >>
ETC teorilerine göre bilinç (yani evrenimizin kişisel mimarı), standart bilimde yer aldığı şekli ile duygusuz nöronların deterministik çakışı ile ilgisizidir. Bu teorilerde bilinç, fizikte 'alan' teriminin genel olarak kullanıldığı anlamdaki bir alanla özdeş olan bir EM alandır. Bunun anlamı, bilincin sadece süreğenliğe değil, aynı zamanda uzay-zamanda bir 'uzantıya' (somut varlığa) da sahip olduğudur. Eş deyişle uzay-zamanda yeri vardır ve diğer fizik alanlar gibi işler/çalışır. Fizik alan olduğu için etkisi/tepkisi bilinebilir; ne ile karşılaşınca, nasıl davranacağı kabaca da olsa bellidir. 4 – Quantum Electrodynamics (QED) (Kuantum Elektrodinamiği) Kısa özet >>
Elektronlar, “yük” (charge) adı takılmış bir şeyi taşıyan parçacıklardır. Bunları kaskatı zırhlı, onunla bununla çatışarak (ona-buna çarparak) var olan ve çatışmalardan sonuçlar yaratan zırh içindeki eski zaman savaşçılarına benzetelim. Bir de elektronlar (yani bizler) bizim gibi bir bedende mahpus olmayan, mikrokozmos adlı masal dünyası perileri olan kütlesizler vardır. Bunlara “kuvvet taşıyıcı temel parçacıklar” (bozonlar) denir. Eminim ki adını sıkça duyduğunuz foton, bu perilerin en ünlüsüdür. QED, iki dünya (Einstein’ın makrokozmosla ilgili teorilerinin dünyası ile kuantum mekaniğinin dünyası) arasında bir bağlantı olduğunu ortaya çıkartan (hem de kolay görsellerle gösteren) en “sıkı” kuantum branşıdır. İki dünya dediğimiz dünyalardan mikrokozmos, bizim evreni (ve de dolayısı ile bizleri, her şeyi) meydana getiren diyar olduğuna göre asıl alem, yani asıl ülkemiz, bizi var eden mekandır. Kalbimiz durup kan pompalamaya son verince, makrodan ayrılır, kendimizi orada buluveririz. Aslında mikrokozmos, o yüce gerçekliğin giriş kapısıdır. 5 - Reenkarnasyon Kısa özet >>
Önceki paragraflarda belirttiğim gibi, uyuduğumuzda ya da öldüğümüzde, dalga fonksiyonuna geçeriz; bizim için evren dağılır, artık diğer alemdeyizdir. Ölme dediğimiz anda, yani diğer aleme temelli geçtiğimizde, dalga fonksiyonunun (alanımızın) hala bir frekansı vardır. Eğer ana alan ile senkronize ise –dinsel söyleme göre- Cennet’e gideriz. Değilse, frekansa uygun alan ile rezonansa girer, orada çöker, yeni bir yaşama başından başlarız. Bu yeni hayat dünya adlı planette de olur, bambaşka bir gerçeklikte de… hatta nadiren de olsa Cehennem’de… “Nadiren” dedim; çünkü evrim genelde ileri gider (frekans, genelde Ana Alan’a yaklaşır). Yaşam adlı süreçte sahip olunan frekans (titreşim yapısı), yaşanan/yüzleşilen olaylarla (genelde hayatta kalmak, zevki kovalamak ve acı çekmemek adına) bilenir, biçimlenir, gelişir; eş deyişle çoğunlukla rafine olmuştur. BEYİN ELEKTRİĞİNDEKİ BİLİNÇ 1 - Kuantum Bilinci ve Orch OR Hipotezi Kısa özet >>
Kuantum bilimi, pop kültürün popüler değimlerinden olan "elektrik alamamak" sözünün gerçekleri yansıttığına gönderme yapan bazı bulgulara ulaştı. 2015'de ortaya atılan bir teoriye göre beyin elektriği çağdaş bilimde sanıldığı gibi niteliksiz bir "çakış" değil; "seçim şansları taşıyan" bir fenomen! Sinesinde onlarca farklı hipotezi barındıran bu ana teori, bilincin klasik bilimde anlaşıldığı gibi DEĞİL, beyindeki -bu yazıda üzerinde kısaca durulacak olan- "kuantum dolanıklığı" ve süperpozisyon benzeri kuantum olayları ile meydana geldiğini savunmakta. "Bilinç" sözcüğü ile kastedilen ise kişinin yaptığı seçimlerden, belirlediği hedeflere, sevdiği renklerden, hayata bakış şekline dek her şeyi belirleyen mekanizma. Kısaca, Quantum Mind teorilerine göre bizi "biz" yapan her şey beyindeki süperpozisyonlar ve benzeri kuantum olaylarına bağlı.
2 - Fosfor ve Posner Molekülleri Kısa özet >>
Psikolojik durumumuzu belirleyen, hayata bakış açımızı (böylelikle de yarattığımız paralel evrenleri, yani kaderimizi) meydana getiren ajanlar olan nörotransmiterler olağan elektrik ile değil, alternatif seçim şansları taşıyan sinyallerle salgılanmakta olabilirler!
İNANÇ ve BEYİN 1 - Bir Dağı Yürütmek! Kısa özet >>
İnanç ile aklınıza gelen her şeyi yapabilir, hatta bir dağı bile yerinden oynatabilirsiniz. Bunu başaramama nedeniniz dalga fonksiyonunu çöktürmek adına gereken enerjiyi sağlayamamanızdır.
2 - Yaratılan Evrenler Kısa özet >>
Wigner’in modeline göre ise çöküşü yaratan ölçüm değil, bilinçtir! Wigner, Von Neumann ve Stapp herkesin kendi bilinci ile dalga fonksiyonunu birbirinden özgürce çöktürdüğünü söylemekte, çöküşü gözlemin değil, bilincin gerçekleştirdiğini öne sürmektedirler. Bilincin çöküşü inanç doğrultusunda yaratmakta olduğunu söylemek hatalı sayılamaz. Bu nedenle herkes kendi evrenini inancı doğrultusunda yaratıyor olabilir.
|
ANA SAYFA | İletişim |
Dizayn: JANUS722.com | © 2 Eylül 2024 - |